1- elliott smith - either/or
2- arctic monkeys - whatever people say i am, that's what i'm not
3- death cab for cutie - something about airplanes
4- belle & sebastian - if you're feeling sinister
5- hüsker dü - zen arcade
6- the replacements - let it be
7- spoon - kill the moonlight
8- jane's addiction - jane's addiction
9- jimmy eat world - clarity
10- the smiths - the smiths
11- razorlight - up all night
12- binary star - masters of the universe
13- we are scientists - with love and squalor
14- fugazi - the argument
15- sonic youth - daydream nation
16- jimmy eat world - static prevails
17- hard-fi - stars of cctv
18- athlete - tourist
19- editors - the back room
20- arcade fire - funeral
21- sole - bottle of humans
22- new found glory - all about the girl
23- get up kids - something to write home about
24- pavement - crooked rain, crooked rain
25- the pixies - surfer rosa
en sevdiğim siyah-beyaz filmler
1- metropolis (1927)
2- rashomon (1950)
3- psycho (1960)
4- dr. strangelove (1964)
5- the seventh seal (1957)
6- bicycle thieves (1949)
7- to kill a mockingbird (1962)
8- on the waterfront (1954)
9- persona (1966)
10- schindler's list (1993)
11- casablanca (1942)
12- sunset boulevard (1950)
13- raging bull (1980)
14- touch of evil (1958)
15- the white ribbon (2009)
16- manhattan (1979)
17- the birds (1963)
18- invasion of the body snatchers (1956)
19- the big sleep (1946)
20- the lady from shanghai (1947)
21- lolita (1962)
22- the man who wasn't there (2001)
23- night of the living dead (1968)
24- pandora's box (1929)
25- portrait of jennie (1948)
2- rashomon (1950)
3- psycho (1960)
4- dr. strangelove (1964)
5- the seventh seal (1957)
6- bicycle thieves (1949)
7- to kill a mockingbird (1962)
8- on the waterfront (1954)
9- persona (1966)
10- schindler's list (1993)
11- casablanca (1942)
12- sunset boulevard (1950)
13- raging bull (1980)
14- touch of evil (1958)
15- the white ribbon (2009)
16- manhattan (1979)
17- the birds (1963)
18- invasion of the body snatchers (1956)
19- the big sleep (1946)
20- the lady from shanghai (1947)
21- lolita (1962)
22- the man who wasn't there (2001)
23- night of the living dead (1968)
24- pandora's box (1929)
25- portrait of jennie (1948)
hayatımı değiştiren 25 kitap
1. oğuz atay - tutunamayanlar
2. cesare pavese - yaşama uğraşı
3. yusuf atılgan - aylak adam
4. sabahattin ali - kürk mantolu madonna
5. george orwell - bin dokuz yüz seksen dört
6. virginia woolf - dalgalar
7. j.d. salinger - çavdar tarlasında çocuklar
8. latife tekin - sevgili arsız ölüm
9. tezer özlü - yaşamın ucuna yolculuk
10. albert camus - yabancı
11. italo calvino - bir kış gecesi eğer bir yolcu
12. erhan bener - köleler ve tutkular
13. sylvia plath - sırça fanus
14. ahmet hamdi tanpınar - huzur
15. ihsan oktay anar - puslu kıtalar atlası
16. milan kundera - yaşam başka yerde
17. antoine de saint- exupéry - küçük prens
18. paul auster - new york üçlemesi
19. bilge karasu - göçmüş kediler bahçesi
20. isabel allende - ruhlar evi
21. tezer özlü - çocukluğun soğuk geceleri
22. boris vian - günlerin köpüğü
23. oscar wilde - dorian gray'in portesi
24. hakan günday - piç
25. lewis carroll - alice harikalar diyarında
hayatımın bir soundtrack'i olsaydı eğer...
giriş yazıları: led zeppelin - stairway to heaven
uyanma: the smiths - how soon is now
okulun ilk günü: rob zombie - feels so numb
ilk reddediliş: aylin aslım - keşke
aşık olma: cinerama - because i'm beautiful
kavga etme: razorlight - before i fall to pieces
ayrılma: madeleine peyroux - don’t cry baby
ayrılık acısı çekme: kesmeşeker - en çok seni
üniversiteyi kazanma: coldplay - don’t panic
aileden ayrılma: maroon 5 - not coming home
aşık oğlanları kırmadan reddetme: dandy warhols - we used to be friends
ilk kazığımı yeme: yann tiersen - les jours tristes
ilk bunalım: radiohead – let down
araba kullanma: the proclaimers - 500 miles
nostalji yapma: bulutsuzluk özlemi - sözlerimi geri alamam
dünyayı gezme: cobra starship - guilty pleasure
süper iş bulma: peter bjorn & john - young folks
deli gibi aşık olma: bülent ortaçgil - kimseye anlatmadım
kariyer basamaklarını müthiş bir hızla tırmanma: queen - we will rock you
evlenme: green day - american idiot
uzaya gitme: david bowie - life on mars
deniz kenarında bir kasabaya yerleşme: josh rouse - quiet down
çocuk doğurma: dreamgirls - family
büyük işler başarma: blink 182 - all the small things
son savaş: rage against the machine – calm like a bomb
ölüm sahnesi: pink floyd - the great gig in the sky
cenaze şarkısı: a perfect circle - vanishing
sevenlerin ölümüme dayanamayarak toplu intihar ettikleri sahne: yeni türkü - sen (lem'a)
film bittikten sonra akan yazılar: rufus wainwright - cigarettes & chocolate milk
uyanma: the smiths - how soon is now
okulun ilk günü: rob zombie - feels so numb
ilk reddediliş: aylin aslım - keşke
aşık olma: cinerama - because i'm beautiful
kavga etme: razorlight - before i fall to pieces
ayrılma: madeleine peyroux - don’t cry baby
ayrılık acısı çekme: kesmeşeker - en çok seni
üniversiteyi kazanma: coldplay - don’t panic
aileden ayrılma: maroon 5 - not coming home
aşık oğlanları kırmadan reddetme: dandy warhols - we used to be friends
ilk kazığımı yeme: yann tiersen - les jours tristes
ilk bunalım: radiohead – let down
araba kullanma: the proclaimers - 500 miles
nostalji yapma: bulutsuzluk özlemi - sözlerimi geri alamam
dünyayı gezme: cobra starship - guilty pleasure
süper iş bulma: peter bjorn & john - young folks
deli gibi aşık olma: bülent ortaçgil - kimseye anlatmadım
kariyer basamaklarını müthiş bir hızla tırmanma: queen - we will rock you
evlenme: green day - american idiot
uzaya gitme: david bowie - life on mars
deniz kenarında bir kasabaya yerleşme: josh rouse - quiet down
çocuk doğurma: dreamgirls - family
büyük işler başarma: blink 182 - all the small things
son savaş: rage against the machine – calm like a bomb
ölüm sahnesi: pink floyd - the great gig in the sky
cenaze şarkısı: a perfect circle - vanishing
sevenlerin ölümüme dayanamayarak toplu intihar ettikleri sahne: yeni türkü - sen (lem'a)
film bittikten sonra akan yazılar: rufus wainwright - cigarettes & chocolate milk
ilişkilerin yedi ölümcül günahı
kendini geliştirme kitaplarında ve cosmo türevi dergilerde, içinde "akşamları banyosunu hazırlayın ve erkeğiniz köpükler içindeyken onu bir elinizde martini, diğerinde bir seks oyuncağıyla şaşırtın" veya "aman üstüste iki kez telefon eden siz olmayın ki ona aşık olduğunuzu düşünüp size olan ilgisini yitirmesin" gibi maddeler olan 'ilişkinizin sağlıklı sürmesini nasıl sağlarsınız?' temalı binlerce çöp yazıya rastlamak mümkün. bana herkesin kendi ilişkisinde mutlu olma yolu farklı farklıdır gibi geliyor, ama bir de ilişkileri çürüten şeyler var ki onların temelde o kadar da farklılık gösterdiğini düşünmüyorum. en azından şimdi sıralayacaklarıma, her ilişkinin zamanla yıpranma ve yıkılmasının çaresine bakması konusunda güvenebilirsiniz.
1. kontrolden çıkan kıskançlık
belki de en büyük zehir. kontrol edilmesi çok zor bir duygu olabilir, ama dozunda değilse er ya da geç ilişkiyi mahvedecektir. bir tutam kıskançlık kabul edilebilir, hatta iyi olabilir, ama büyüdükçe ve siz sevgilinizin hayatına müdahele etmeye, hatta onu kontrol etmeye çalışıyor gibi göründükçe, bu durum sadece size değil, ona da zarar verecek ve bir noktada ilişikiyi tüketecektir. eğer kıskançlığınızın nedeni hakkaten onunla ilgiliyse, niçin onu güvenilmez bulduğunuzu düşünün derim. eğer o güven duygunuzu zedeleyecek bir şey yapmadıysa, sorun büyük ihtimalle sizin kendinize olan güvensizliğinizden kaynaklanıyordur.
2. içerlemek
"tuvaletten çıkarken klozetin kapağını indirmiyor" ya da "bütün giysilerini yerlere atarak çıkarıyor" gibi basit ve küçük şeylerle başlayıp, dev gibi büyüyen ve sizin sevgilinize hınçlanıp durmanıza neden olan duygu. bunları içinize atarsanız birikip dağ gibi olurlar, atmaz da söylenirseniz dırdır yapan kişi olursunuz, her iki halükarda da sonuç kötü olur. bunların olmaması için yapılacak tek şey karşıdakini olduğu gibi kabullenmek bence, insanlar kolay kolay değişmez ne de olsa. eğer sizin için çok önemli bir şeyse onunla suçlayıcı olmayan bir tavırla bu konuda konuşmayı deneyebilirsiniz, ama çok büyük bir şey değilse bırakın derim. kimse mükemmel değil, siz de değilsiniz ve onun içtiği sütün kutusunu atmak yerine tezgahta bırakması dünyanın sonu değil.
3. iletişimsizlik
evet çok klişe ama çok da doğru. bu listedeki diğer maddelerin tümünü de etkileyen çok temel bir günah. mesela aşırı kıskanç davrandığınızda dürüst ve içten bir şekilde sevgilinizle konuşarak kendi güvensizliğinize ve bunun nedenlerine inebilirseniz, size empatiyle yaklaşmasını sağlar ve büyük bir probleme dönüşebilecek birşeyi engellemiş olursunuz. mesela bir konuda sevgilinize içerlediyseniz, onunla açık açık konuşabilecek rahatlığa sahipseniz, sorunu içinize atıp büyütmek zorunda kalmazsınız. iletişim sürekli konuşmak demek değil tabii ki, ağzınıza geleni söylemek hiç değil. karşıdakine saldırmadan, onu suçlamadan dürüst olabilmek, duygularınızı açıkca söyleyebilmek demek. bir sorun olduğunda onu eleştirmemeye çalışarak, "sen şöyle kötüsün" yerine "ben böyle üzülüyorum" ekseninde içten bir şekilde çözüm üretebilmek, ve tabi ki sadece sorunları değil güzel şeyleri de paylaşabilmek demek.
4. uzlaşmamak
haksız olduğunuzu kabullenmek istemeyebilirsiniz, ama her zaman haklı olamazsınız da. mutlaka onun kadar siz de hata yapıyorsunuz ve bazen sizin özür dilemeniz gerekiyor anlamına geliyor bu. pek çok kavganın gereksiz yere uzamasının en büyük nedeni budur: geri adım atmamak, inadım inatlık ve özür dilerim diyememek. ilk hareketi yapınca ya da ona hak verince gururunuzu yitirmeyeceksiniz, tersine, olgun davranıyor olacaksınız. o yüzden egonuzu yutup biraz onun tarafından bakmaya, empati kurmaya çalışın ve tersinin çocukça davranmak olduğunu bilin. sadece laf dalaşlarında ve küçük kavgalarda değil, büyük olaylarda da taviz vermek ve yeri geldiğinde bağışlayabilmek çok önemli.
5. memnuniyetinizi göstermemek
onu ne kadar takdir ettiğinizi sık sık göstermeniz gerekiyor. bu gerçek bir sorun gibi gelmeyebilir, ama nasılsa herşey cepte diye düşünür ve yaptığı güzel bir yemeği ya da yataktaki performansını ya da bıraktığı sakalı ya da yeni saç rengini ya da bulaşıkları yıkamasını ya da sizin için verdiği partiyi ya da sizin işiniz varken gidip faturanızı yatırmasını normal ve sıradan kabul etmeye başlarsanız, kendini değeri bilinmiyor hissedip bu güzel şeyleri yapmayı bırakması, hatta sizi bırakması olasılık dahilinde. o yüzden sık sık teşekkür edip güzel şeyler söyleyin ona ve sıkıca sarılın :) özen göstermemek ilişkinin sessiz, etkisini yavaş gösteren ama kesinlikle ölümcül zehirlerinden.
6. sevgi gösterilerinde bulunmamak
aynı şekilde bunun yokluğu ya da azlığı da gerçek bir problem gibi görünmeyebilir, ama sevgiliniz sadece yatak arkadaşınız değilse ya da ne bileyim açık bir ilişki yaşamıyorsanız, sık sık öpüşüp kucaklaşmalar olmadan ilişkinizin sağlıklı bir şekilde yürümesi imkansız. evet biraz soğuk ve mesafeli de sürebilir ilişkiler, ama sonra, ne bileyim bayram ziyaretlerinde gördüğünüz, birbirini artık hiç sevmediği halde sırf alışkanlıktan yıllardır evli kalan yaşlı akrabalarınıza dönüşmekten korkmaz mısınız? sadece seksten bahsetmiyorum, tabi ki seks çok önemli ama taraflardan birinin bir sorunu nedeniyle cinselliğinizin durgunlaştığı dönemler olabilir, ilişki bunu kaldırabilir, ama illa da cinsellik içermese de sevgi gösteren dokunuşlara son verdiğiniz dönemleri kaldıramaz. o yüzden durup dururken bir yerlerini öpmekten ya da televizyon izlerken ne biliym kolunu okşamaktan, onu öperek uyandırmaktan çekinmeyin, ara sıra ne kadar seksi olduğunu ve onu ne kadar sevdiğinizi söyleyin. bir de sevgilinize iyi davranıp bolca gülümseyin tabi; "en yakınımdaki kişi o, nazımı çekecek elbet" diye düşünüp kapris yapmayı ya da sinirinizi ondan çıkarmayı alışkanlık haline getirmeyin.
7. gerçekçi olmayan beklentiler
ideal sevgilinizin nasıl olması gerektiğine dair kafanızda bir fikir vardır mutlaka. benim burda yaptığım gibi listeler yapıp şöyle düşünceli olsun, böyle komik/çekici/başarılı/zengin/kültürlü/zeki olsun, bana sürprizler yapsın, penisi onyedi santim olsun, doğal sarışın olsun, süper temizlik yapsın, kırmızı bir ferrari kullansın, beni el üstünde tutsun gibi maddeler yazmış bile olabilirsiniz :p bunlardan çok farklı olsa bile kafamızda mutlaka bir takım beklentilerimiz vardır sevgilimizden. bazı beklentiler gayet normaldir - mesela sizinle zaman geçirmek istemesi, size sevgi dolu davranması, sadık olması vesaire. ama bazen çok fazla şey bekleriz farkına varmadan. kimse kusursuz değildir ve sevgiliniz de her zaman sizi düşünemez, her zaman neşeli bir ruh halinde olamaz, her zaman zevkli bulacağınız ayakkabılar giyemez ve sizin bir kopyanız olamaz. çok fazla şey beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız, üstelik sevgilinizin hiçbir şeyden haberi olmadığı, hiçbir kabahati olmadığı halde. sevgilinizi olduğu gibi kabul edin, edemiyorsanız, onu bu haliyle istemiyorsanız, onu istemiyorsunuz demektir, o zaman da ondan ayrılın ve isteyebileceğiniz, sevebileceğiniz birini arayın. yine de ömrünüzü "yalnızım ama çok seçiciyim de ondan" diye diye geçirmek istemiyorsanız, beklentilerinizi biraz gerçekci tutmaya çalışın :)
1. kontrolden çıkan kıskançlık
belki de en büyük zehir. kontrol edilmesi çok zor bir duygu olabilir, ama dozunda değilse er ya da geç ilişkiyi mahvedecektir. bir tutam kıskançlık kabul edilebilir, hatta iyi olabilir, ama büyüdükçe ve siz sevgilinizin hayatına müdahele etmeye, hatta onu kontrol etmeye çalışıyor gibi göründükçe, bu durum sadece size değil, ona da zarar verecek ve bir noktada ilişikiyi tüketecektir. eğer kıskançlığınızın nedeni hakkaten onunla ilgiliyse, niçin onu güvenilmez bulduğunuzu düşünün derim. eğer o güven duygunuzu zedeleyecek bir şey yapmadıysa, sorun büyük ihtimalle sizin kendinize olan güvensizliğinizden kaynaklanıyordur.
2. içerlemek
"tuvaletten çıkarken klozetin kapağını indirmiyor" ya da "bütün giysilerini yerlere atarak çıkarıyor" gibi basit ve küçük şeylerle başlayıp, dev gibi büyüyen ve sizin sevgilinize hınçlanıp durmanıza neden olan duygu. bunları içinize atarsanız birikip dağ gibi olurlar, atmaz da söylenirseniz dırdır yapan kişi olursunuz, her iki halükarda da sonuç kötü olur. bunların olmaması için yapılacak tek şey karşıdakini olduğu gibi kabullenmek bence, insanlar kolay kolay değişmez ne de olsa. eğer sizin için çok önemli bir şeyse onunla suçlayıcı olmayan bir tavırla bu konuda konuşmayı deneyebilirsiniz, ama çok büyük bir şey değilse bırakın derim. kimse mükemmel değil, siz de değilsiniz ve onun içtiği sütün kutusunu atmak yerine tezgahta bırakması dünyanın sonu değil.
3. iletişimsizlik
evet çok klişe ama çok da doğru. bu listedeki diğer maddelerin tümünü de etkileyen çok temel bir günah. mesela aşırı kıskanç davrandığınızda dürüst ve içten bir şekilde sevgilinizle konuşarak kendi güvensizliğinize ve bunun nedenlerine inebilirseniz, size empatiyle yaklaşmasını sağlar ve büyük bir probleme dönüşebilecek birşeyi engellemiş olursunuz. mesela bir konuda sevgilinize içerlediyseniz, onunla açık açık konuşabilecek rahatlığa sahipseniz, sorunu içinize atıp büyütmek zorunda kalmazsınız. iletişim sürekli konuşmak demek değil tabii ki, ağzınıza geleni söylemek hiç değil. karşıdakine saldırmadan, onu suçlamadan dürüst olabilmek, duygularınızı açıkca söyleyebilmek demek. bir sorun olduğunda onu eleştirmemeye çalışarak, "sen şöyle kötüsün" yerine "ben böyle üzülüyorum" ekseninde içten bir şekilde çözüm üretebilmek, ve tabi ki sadece sorunları değil güzel şeyleri de paylaşabilmek demek.
4. uzlaşmamak
haksız olduğunuzu kabullenmek istemeyebilirsiniz, ama her zaman haklı olamazsınız da. mutlaka onun kadar siz de hata yapıyorsunuz ve bazen sizin özür dilemeniz gerekiyor anlamına geliyor bu. pek çok kavganın gereksiz yere uzamasının en büyük nedeni budur: geri adım atmamak, inadım inatlık ve özür dilerim diyememek. ilk hareketi yapınca ya da ona hak verince gururunuzu yitirmeyeceksiniz, tersine, olgun davranıyor olacaksınız. o yüzden egonuzu yutup biraz onun tarafından bakmaya, empati kurmaya çalışın ve tersinin çocukça davranmak olduğunu bilin. sadece laf dalaşlarında ve küçük kavgalarda değil, büyük olaylarda da taviz vermek ve yeri geldiğinde bağışlayabilmek çok önemli.
5. memnuniyetinizi göstermemek
onu ne kadar takdir ettiğinizi sık sık göstermeniz gerekiyor. bu gerçek bir sorun gibi gelmeyebilir, ama nasılsa herşey cepte diye düşünür ve yaptığı güzel bir yemeği ya da yataktaki performansını ya da bıraktığı sakalı ya da yeni saç rengini ya da bulaşıkları yıkamasını ya da sizin için verdiği partiyi ya da sizin işiniz varken gidip faturanızı yatırmasını normal ve sıradan kabul etmeye başlarsanız, kendini değeri bilinmiyor hissedip bu güzel şeyleri yapmayı bırakması, hatta sizi bırakması olasılık dahilinde. o yüzden sık sık teşekkür edip güzel şeyler söyleyin ona ve sıkıca sarılın :) özen göstermemek ilişkinin sessiz, etkisini yavaş gösteren ama kesinlikle ölümcül zehirlerinden.
6. sevgi gösterilerinde bulunmamak
aynı şekilde bunun yokluğu ya da azlığı da gerçek bir problem gibi görünmeyebilir, ama sevgiliniz sadece yatak arkadaşınız değilse ya da ne bileyim açık bir ilişki yaşamıyorsanız, sık sık öpüşüp kucaklaşmalar olmadan ilişkinizin sağlıklı bir şekilde yürümesi imkansız. evet biraz soğuk ve mesafeli de sürebilir ilişkiler, ama sonra, ne bileyim bayram ziyaretlerinde gördüğünüz, birbirini artık hiç sevmediği halde sırf alışkanlıktan yıllardır evli kalan yaşlı akrabalarınıza dönüşmekten korkmaz mısınız? sadece seksten bahsetmiyorum, tabi ki seks çok önemli ama taraflardan birinin bir sorunu nedeniyle cinselliğinizin durgunlaştığı dönemler olabilir, ilişki bunu kaldırabilir, ama illa da cinsellik içermese de sevgi gösteren dokunuşlara son verdiğiniz dönemleri kaldıramaz. o yüzden durup dururken bir yerlerini öpmekten ya da televizyon izlerken ne biliym kolunu okşamaktan, onu öperek uyandırmaktan çekinmeyin, ara sıra ne kadar seksi olduğunu ve onu ne kadar sevdiğinizi söyleyin. bir de sevgilinize iyi davranıp bolca gülümseyin tabi; "en yakınımdaki kişi o, nazımı çekecek elbet" diye düşünüp kapris yapmayı ya da sinirinizi ondan çıkarmayı alışkanlık haline getirmeyin.
7. gerçekçi olmayan beklentiler
ideal sevgilinizin nasıl olması gerektiğine dair kafanızda bir fikir vardır mutlaka. benim burda yaptığım gibi listeler yapıp şöyle düşünceli olsun, böyle komik/çekici/başarılı/zengin/kültürlü/zeki olsun, bana sürprizler yapsın, penisi onyedi santim olsun, doğal sarışın olsun, süper temizlik yapsın, kırmızı bir ferrari kullansın, beni el üstünde tutsun gibi maddeler yazmış bile olabilirsiniz :p bunlardan çok farklı olsa bile kafamızda mutlaka bir takım beklentilerimiz vardır sevgilimizden. bazı beklentiler gayet normaldir - mesela sizinle zaman geçirmek istemesi, size sevgi dolu davranması, sadık olması vesaire. ama bazen çok fazla şey bekleriz farkına varmadan. kimse kusursuz değildir ve sevgiliniz de her zaman sizi düşünemez, her zaman neşeli bir ruh halinde olamaz, her zaman zevkli bulacağınız ayakkabılar giyemez ve sizin bir kopyanız olamaz. çok fazla şey beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız, üstelik sevgilinizin hiçbir şeyden haberi olmadığı, hiçbir kabahati olmadığı halde. sevgilinizi olduğu gibi kabul edin, edemiyorsanız, onu bu haliyle istemiyorsanız, onu istemiyorsunuz demektir, o zaman da ondan ayrılın ve isteyebileceğiniz, sevebileceğiniz birini arayın. yine de ömrünüzü "yalnızım ama çok seçiciyim de ondan" diye diye geçirmek istemiyorsanız, beklentilerinizi biraz gerçekci tutmaya çalışın :)
hayatı kolaylaştırmanın yolları
* kusursuz olmaya çalışmaktan vazgeçmek,
* aynı anda bir sürü işi birden halletmeye çalışmak yerine bir anda tek bir şeyi yapıp, onu yaparken e-maillerinize bile bakmayıp sadece ona odaklanmak ve ancak o işi bitirdikten sonra diğerine geçmek,
* başınızı dinlemek istediğinizde telefonunuzu kapatıp kapıyı kimseye açmamak,
* dersler için ya da kendinizi geliştirmek için ya da kültürlü görünmek için görev icabı okumak yerine, sadece ve sadece keyif için kitap okumanın güzelliğini hatırlamak,
* rüyalarınızı yazmak,
* güne yoğurtlu ve meyveli müsliler yiyerek başlamak,
* arşivinizdeki filmleri düzenleyip numaralandırmak,
* okula giderken bir termosa meyveli çay doldurmak, böylece hem içecek parasından tasarruf etmek hem de çamur gibi kahvelerle çiş gibi çayları içmek zorunda kalmamak,
* kötü alışkanlıklarınıza sınırlar koyup, buna uyduğunuzda da kendinizi ödüllendirmek,
* her hafta, o hafta yapmanız gereken şeylerin listesini çıkarmak,
* bol bol yürüyüş yapmak,
* beyin de aynı vücut gibi hamlayabildiği için, düzenli olarak mantık problemleri çözmek,
* sosyal medyada kullanmadığınız hesapları silmek,
* facebook'u mümkün olduğu kadar az kullanmak,
* duşta aklınıza gelen fikirlerin hepsini yazmak ve uygulamaya çalışmak,
* faturaları otomatik ödemeye almak,
* kredi kartınızı kesip atmak,
* eviniz için basit ama düzenli bir temizlik programı yapıp ona uymak,
* yardıma gereksinim duyduğunuzda yakınınızdakilerden yardım istemeyi bilmek,
* gardrobunuzdakileri pantolonlar, kazaklar, etekler gibi parçaya göre gruplamak yerine birlikte iyi giden uyumlu parçalara göre gruplayarak düzenlemek,
* reklamları izlemekten kaçınmak,
* masanızı temizleyip gerçekten kullanmadığınız her şeyi atmak ya da kaldırmak,
* yavaş yemek yemek,
* gerçekten istemediğiniz, size herhangi bir coşku vermeyen işlerde sorumluluk almayı bırakmak,
* kendinize küçük küçük sürüyle hedef koymak yerine bir büyük hedef belirleyip, ancak ona ulaştıktan sonra bir sonraki hedefi belirlemek,
* tek başınıza zaman geçirmek,
* cüzdanınızı ve çantalarınızı temizlemek,
* sizin için önemli olan şeyleri tespit edip, gerisini tamamen boşvermek,
* habire insanların hakkınızda ne düşüneceğini, size kızıp kızmayacağını ya da onların duygularını incitip incitmeyeceğini düşünmek yerine basitçe hayır demeyi öğrenmek,
* ara sıra hiçbir şey yapmadan oturmanın güzelliğini keşfetmek.
* aynı anda bir sürü işi birden halletmeye çalışmak yerine bir anda tek bir şeyi yapıp, onu yaparken e-maillerinize bile bakmayıp sadece ona odaklanmak ve ancak o işi bitirdikten sonra diğerine geçmek,
* başınızı dinlemek istediğinizde telefonunuzu kapatıp kapıyı kimseye açmamak,
* dersler için ya da kendinizi geliştirmek için ya da kültürlü görünmek için görev icabı okumak yerine, sadece ve sadece keyif için kitap okumanın güzelliğini hatırlamak,
* rüyalarınızı yazmak,
* güne yoğurtlu ve meyveli müsliler yiyerek başlamak,
* arşivinizdeki filmleri düzenleyip numaralandırmak,
* okula giderken bir termosa meyveli çay doldurmak, böylece hem içecek parasından tasarruf etmek hem de çamur gibi kahvelerle çiş gibi çayları içmek zorunda kalmamak,
* kötü alışkanlıklarınıza sınırlar koyup, buna uyduğunuzda da kendinizi ödüllendirmek,
* her hafta, o hafta yapmanız gereken şeylerin listesini çıkarmak,
* bol bol yürüyüş yapmak,
* beyin de aynı vücut gibi hamlayabildiği için, düzenli olarak mantık problemleri çözmek,
* sosyal medyada kullanmadığınız hesapları silmek,
* facebook'u mümkün olduğu kadar az kullanmak,
* duşta aklınıza gelen fikirlerin hepsini yazmak ve uygulamaya çalışmak,
* faturaları otomatik ödemeye almak,
* kredi kartınızı kesip atmak,
* eviniz için basit ama düzenli bir temizlik programı yapıp ona uymak,
* yardıma gereksinim duyduğunuzda yakınınızdakilerden yardım istemeyi bilmek,
* gardrobunuzdakileri pantolonlar, kazaklar, etekler gibi parçaya göre gruplamak yerine birlikte iyi giden uyumlu parçalara göre gruplayarak düzenlemek,
* reklamları izlemekten kaçınmak,
* masanızı temizleyip gerçekten kullanmadığınız her şeyi atmak ya da kaldırmak,
* yavaş yemek yemek,
* gerçekten istemediğiniz, size herhangi bir coşku vermeyen işlerde sorumluluk almayı bırakmak,
* kendinize küçük küçük sürüyle hedef koymak yerine bir büyük hedef belirleyip, ancak ona ulaştıktan sonra bir sonraki hedefi belirlemek,
* tek başınıza zaman geçirmek,
* cüzdanınızı ve çantalarınızı temizlemek,
* sizin için önemli olan şeyleri tespit edip, gerisini tamamen boşvermek,
* habire insanların hakkınızda ne düşüneceğini, size kızıp kızmayacağını ya da onların duygularını incitip incitmeyeceğini düşünmek yerine basitçe hayır demeyi öğrenmek,
* ara sıra hiçbir şey yapmadan oturmanın güzelliğini keşfetmek.
masallardan fırlamış gibi görünen şatolar
alcazar of segovia (ispanya) |
baku’s wedding palace (azerbaycan) |
boldt castle (abd) |
gravensteen (belçika) |
huneodora castle (romanya) |
kilkenny castle (irlanda) |
kronborg castle (danimarka) |
leeds castle (ingiltere) |
schloss anif (avusturya) |
summer palace (çin) |
vaduz castle (liechtenstein) |
warwick castle (ingiltere) |
filmlerden en sevdiğim psikopatlar
1. alex (a clockwork orange)
2. jack torrance (shining)
3. norman bates (psycho)
4. patrick bateman (american psycho)
5. hannibal lecter (silence of the lambs)
6. annie wilkes (misery)
7. john doe (seven)
8. joker (dark knight)
9. mr. blonde (reservoir dogs)
10. woo-jin lee (oldboy)
11. max cady (cape fear)
12. voldemort (harry potter)
13. paul & peter (funny games)
14. billy & stu (scream)
15. mickey & mallory knox (natural born killers)
16. anton chigurh (no country for old men)
17. kayser soze (usual suspects)
18. alex forrest (fatal attraction)
19. tom ripley (talented mr. ripley)
20. freddy krueger (nightmare on elm street)
2. jack torrance (shining)
3. norman bates (psycho)
4. patrick bateman (american psycho)
5. hannibal lecter (silence of the lambs)
6. annie wilkes (misery)
7. john doe (seven)
8. joker (dark knight)
9. mr. blonde (reservoir dogs)
10. woo-jin lee (oldboy)
11. max cady (cape fear)
12. voldemort (harry potter)
13. paul & peter (funny games)
14. billy & stu (scream)
15. mickey & mallory knox (natural born killers)
16. anton chigurh (no country for old men)
17. kayser soze (usual suspects)
18. alex forrest (fatal attraction)
19. tom ripley (talented mr. ripley)
20. freddy krueger (nightmare on elm street)
kişisel listeler