ilişkilerin yedi ölümcül günahı

kendini geliştirme kitaplarında ve cosmo türevi dergilerde, içinde "akşamları banyosunu hazırlayın ve erkeğiniz köpükler içindeyken onu bir elinizde martini, diğerinde bir seks oyuncağıyla şaşırtın" veya "aman üstüste iki kez telefon eden siz olmayın ki ona aşık olduğunuzu düşünüp size olan ilgisini yitirmesin" gibi maddeler olan 'ilişkinizin sağlıklı sürmesini nasıl sağlarsınız?' temalı binlerce çöp yazıya rastlamak mümkün. bana herkesin kendi ilişkisinde mutlu olma yolu farklı farklıdır gibi geliyor, ama bir de ilişkileri çürüten şeyler var ki onların temelde o kadar da farklılık gösterdiğini düşünmüyorum. en azından şimdi sıralayacaklarıma, her ilişkinin zamanla yıpranma ve yıkılmasının çaresine bakması konusunda güvenebilirsiniz.

1. kontrolden çıkan kıskançlık
belki de en büyük zehir. kontrol edilmesi çok zor bir duygu olabilir, ama dozunda değilse er ya da geç ilişkiyi mahvedecektir. bir tutam kıskançlık kabul edilebilir, hatta iyi olabilir, ama büyüdükçe ve siz sevgilinizin hayatına müdahele etmeye, hatta onu kontrol etmeye çalışıyor gibi göründükçe, bu durum sadece size değil, ona da zarar verecek ve bir noktada ilişikiyi tüketecektir. eğer kıskançlığınızın nedeni hakkaten onunla ilgiliyse, niçin onu güvenilmez bulduğunuzu düşünün derim. eğer o güven duygunuzu zedeleyecek bir şey yapmadıysa, sorun büyük ihtimalle sizin kendinize olan güvensizliğinizden kaynaklanıyordur.

2. içerlemek
"tuvaletten çıkarken klozetin kapağını indirmiyor" ya da "bütün giysilerini yerlere atarak çıkarıyor" gibi basit ve küçük şeylerle başlayıp, dev gibi büyüyen ve sizin sevgilinize hınçlanıp durmanıza neden olan duygu. bunları içinize atarsanız birikip dağ gibi olurlar, atmaz da söylenirseniz dırdır yapan kişi olursunuz, her iki halükarda da sonuç kötü olur. bunların olmaması için yapılacak tek şey karşıdakini olduğu gibi kabullenmek bence, insanlar kolay kolay değişmez ne de olsa. eğer sizin için çok önemli bir şeyse onunla suçlayıcı olmayan bir tavırla bu konuda konuşmayı deneyebilirsiniz, ama çok büyük bir şey değilse bırakın derim. kimse mükemmel değil, siz de değilsiniz ve onun içtiği sütün kutusunu atmak yerine tezgahta bırakması dünyanın sonu değil.

3. iletişimsizlik
evet çok klişe ama çok da doğru. bu listedeki diğer maddelerin tümünü de etkileyen çok temel bir günah. mesela aşırı kıskanç davrandığınızda dürüst ve içten bir şekilde sevgilinizle konuşarak kendi güvensizliğinize ve bunun nedenlerine inebilirseniz, size empatiyle yaklaşmasını sağlar ve büyük bir probleme dönüşebilecek birşeyi engellemiş olursunuz. mesela bir konuda sevgilinize içerlediyseniz, onunla açık açık konuşabilecek rahatlığa sahipseniz, sorunu içinize atıp büyütmek zorunda kalmazsınız. iletişim sürekli konuşmak demek değil tabii ki, ağzınıza geleni söylemek hiç değil. karşıdakine saldırmadan, onu suçlamadan dürüst olabilmek, duygularınızı açıkca söyleyebilmek demek. bir sorun olduğunda onu eleştirmemeye çalışarak, "sen şöyle kötüsün" yerine "ben böyle üzülüyorum" ekseninde içten bir şekilde çözüm üretebilmek, ve tabi ki sadece sorunları değil güzel şeyleri de paylaşabilmek demek.

4. uzlaşmamak
haksız olduğunuzu kabullenmek istemeyebilirsiniz, ama her zaman haklı olamazsınız da. mutlaka onun kadar siz de hata yapıyorsunuz ve bazen sizin özür dilemeniz gerekiyor anlamına geliyor bu. pek çok kavganın gereksiz yere uzamasının en büyük nedeni budur: geri adım atmamak, inadım inatlık ve özür dilerim diyememek. ilk hareketi yapınca ya da ona hak verince gururunuzu yitirmeyeceksiniz, tersine, olgun davranıyor olacaksınız. o yüzden egonuzu yutup biraz onun tarafından bakmaya, empati kurmaya çalışın ve tersinin çocukça davranmak olduğunu bilin. sadece laf dalaşlarında ve küçük kavgalarda değil, büyük olaylarda da taviz vermek ve yeri geldiğinde bağışlayabilmek çok önemli.

5. memnuniyetinizi göstermemek
onu ne kadar takdir ettiğinizi sık sık göstermeniz gerekiyor. bu gerçek bir sorun gibi gelmeyebilir, ama nasılsa herşey cepte diye düşünür ve yaptığı güzel bir yemeği ya da yataktaki performansını ya da bıraktığı sakalı ya da yeni saç rengini ya da bulaşıkları yıkamasını ya da sizin için verdiği partiyi ya da sizin işiniz varken gidip faturanızı yatırmasını normal ve sıradan kabul etmeye başlarsanız, kendini değeri bilinmiyor hissedip bu güzel şeyleri yapmayı bırakması, hatta sizi bırakması olasılık dahilinde. o yüzden sık sık teşekkür edip güzel şeyler söyleyin ona ve sıkıca sarılın :) özen göstermemek ilişkinin sessiz, etkisini yavaş gösteren ama kesinlikle ölümcül zehirlerinden.

6. sevgi gösterilerinde bulunmamak
aynı şekilde bunun yokluğu ya da azlığı da gerçek bir problem gibi görünmeyebilir, ama sevgiliniz sadece yatak arkadaşınız değilse ya da ne bileyim açık bir ilişki yaşamıyorsanız, sık sık öpüşüp kucaklaşmalar olmadan ilişkinizin sağlıklı bir şekilde yürümesi imkansız. evet biraz soğuk ve mesafeli de sürebilir ilişkiler, ama sonra, ne bileyim bayram ziyaretlerinde gördüğünüz, birbirini artık hiç sevmediği halde sırf alışkanlıktan yıllardır evli kalan yaşlı akrabalarınıza dönüşmekten korkmaz mısınız? sadece seksten bahsetmiyorum, tabi ki seks çok önemli ama taraflardan birinin bir sorunu nedeniyle cinselliğinizin durgunlaştığı dönemler olabilir, ilişki bunu kaldırabilir, ama illa da cinsellik içermese de sevgi gösteren dokunuşlara son verdiğiniz dönemleri kaldıramaz. o yüzden durup dururken bir yerlerini öpmekten ya da televizyon izlerken ne biliym kolunu okşamaktan, onu öperek uyandırmaktan çekinmeyin, ara sıra ne kadar seksi olduğunu ve onu ne kadar sevdiğinizi söyleyin. bir de sevgilinize iyi davranıp bolca gülümseyin tabi; "en yakınımdaki kişi o, nazımı çekecek elbet" diye düşünüp kapris yapmayı ya da sinirinizi ondan çıkarmayı alışkanlık haline getirmeyin.

7. gerçekçi olmayan beklentiler
ideal sevgilinizin nasıl olması gerektiğine dair kafanızda bir fikir vardır mutlaka. benim burda yaptığım gibi listeler yapıp şöyle düşünceli olsun, böyle komik/çekici/başarılı/zengin/kültürlü/zeki olsun, bana sürprizler yapsın, penisi onyedi santim olsun, doğal sarışın olsun, süper temizlik yapsın, kırmızı bir ferrari kullansın, beni el üstünde tutsun gibi maddeler yazmış bile olabilirsiniz :p bunlardan çok farklı olsa bile kafamızda mutlaka bir takım beklentilerimiz vardır sevgilimizden. bazı beklentiler gayet normaldir - mesela sizinle zaman geçirmek istemesi, size sevgi dolu davranması, sadık olması vesaire. ama bazen çok fazla şey bekleriz farkına varmadan. kimse kusursuz değildir ve sevgiliniz de her zaman sizi düşünemez, her zaman neşeli bir ruh halinde olamaz, her zaman zevkli bulacağınız ayakkabılar giyemez ve sizin bir kopyanız olamaz. çok fazla şey beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız, üstelik sevgilinizin hiçbir şeyden haberi olmadığı, hiçbir kabahati olmadığı halde. sevgilinizi olduğu gibi kabul edin, edemiyorsanız, onu bu haliyle istemiyorsanız, onu istemiyorsunuz demektir, o zaman da ondan ayrılın ve isteyebileceğiniz, sevebileceğiniz birini arayın. yine de ömrünüzü "yalnızım ama çok seçiciyim de ondan" diye diye geçirmek istemiyorsanız, beklentilerinizi biraz gerçekci tutmaya çalışın :)